Dünyada ürün yönetimine verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Gelişen ekonomilerde yakın dönemde elde edilen olağandışı sonuçlar pazarda “Ürün yöneticileri fark yaratır!” algısını yerleştirmekle kalmadı, bu konuda ortaya çıkan yeni fırsatlar beraberinde büyük riskleri de yaratmaya başladı.
Ürün yönetimi bir işletmenin kalbinin, tüm hayati fonksiyonlarının merkezindedir. Bugün, kalbi doğru ürünü doğru zamanda bulmak üzere atan işletmeler dünya şirketi olabiliyorlar. Ürün yöneticileri, pazar, müşteri, AR-GE ve inovasyon gibi takımları birbirine bağlayan temel bir “köprü” oluştururlar. Evet, işletmeler için ürün yöneticileri işte bu kadar önemliler! Gelecekte de böyle olmaya devam edecekler. Kariyerleri ve önemleri daha da gelişecek ve işletmeleri geleceğe taşıyan isimler olacaklar.
Ürün yönetimi aslında 20. yüzyılın ikinci yarısında, ağırlıklı olarak hızlı tüketim ürünlerinde gelişim göstermeye başladı. Yaşanan yoğun rekabetin ve raf savaşlarının şiddeti arttıkça, ürün yöneticileri de bu alanlarda gelişmeye devam ettiler. Bu nedenle önceden operasyon ağırlıklı ve reaktif bir fonksiyonları varken zamanla ürünler arası rekabet yerini konumlanma stratejilerine ve pazar bilgisine dayalı iş yapma becerisine bıraktı. Teknoloji kullanımı ve uluslararası pazar bilgisine sahip yöneticiler farklarını ortaya koyup hızla yükseldiler. Müşteriyi anlamak ve müşteri etkileşimi ile pazarlama stratejilerine yön vermek önem kazandı!
Pazarlama ve satış ile birlikte hareket edebilen proaktif fonksiyonlara talep başladı. Müşteri sistemleri, müşteri deneyimi ve müşteri ihtiyaçlarını doğru saptamaya yönelik yaklaşımlar bu süreçte gelişmeye devam etti ve bu böyle devam edecek.
Pazarı koklayabilen, etrafında olup bitenleri ve arasındaki boşlukları okuyabilenler kazananlar arasında olabilir. Bir gün aniden bir yerde (bu her zaman gittiğiniz market veya denk geldiğiniz bir internet sitesi olabilir) bir ürün veya hizmet görüp “tam benim istediğim gibi bir ürün” veya “tam benlik bir teklif” dediğinizde beni hatırlayacaksınız.
Uluslararası alanda çalışan şirketlerde ve bazı ulusal işletmelerde ürün yönetimi stratejik olarak yönetiliyor ve yönetim süreçlerinin içinde yer alıyor. Bu işletmelerin kimyasında stratejik ürün yönetimi uzun zamandan beri var! O yüzden dev yapılarına rağmen sayısız başarılı ürünü bu işletmelerde sıkça bulmak mümkün olabiliyor ve başarı sürekli tekrar edilebiliyor.
Bugün, uluslararası markaların ürünlerini yerel pazarların ihtiyaçlarına göre revize ettiklerini ve pazar odaklı hale getirdiklerini görüyoruz. Bu çalışmalarda isim değişikliğinden ürünlerde gramaj değişikliğine, hatta bazen çok çok daha temel değişikliklere kadar denemeler yapabildiklerini gözlemleyebiliyoruz.
Pazar bilgisini sürekli izlemek ve tüketimi ölçümleyebilmek için ürün yöneticilerinin araştırma yapabilmeleri ve matematik, istatistik, bilgisayar analizleri konusunda ileri düzeyde olmaları gerekiyor.
Problemlerin tanımlanması, verilerin toplanması, veri analizi ve ilgili teknikleri kullanabilme, yetkinliklerin öne çıkmasında etkin rol oynuyor ve günlük iş hayatının doğal yetenekleri olarak gelişmeye devam ediyor.
Pazar yapısındaki değişimler, uzmanlığın yanı sıra niş alanlarda yaşanan yoğun rekabeti de beraberinde getiriyor. Belirli kitlelere yönelik ürünleri geliştiren, hatta kişiselleştirebilen markalar henüz rekabeti o kadar yoğun yaşamadılar. Ancak sınırlar daraldıkça hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Bu yüzden değişime hazır olun ve her seviyede değişimi içselleştirin…
Diğer yandan pazarlama gelişiyor. 1960’lar-da Harvard Business School Profesörü N. Borden’in tanımladığı 4P’ye (Product, Place, Price, Promotion) bugün ilave olan yeni 3P (People, Process, Provision of Customer Service) tüm iş dünyası için anlam ifade eder hale geldi. Elbette işin özünde yatan gerçek değişmedi. Müşteri ile etkileşimi sağlamak, müşteriyi anlamak ve ne istediğini bulmak için çalışmak!
Commentaires