Newyork’ta yaşayan 24 yaşındaki Zaid Khan adında bir gencin bir tiktok videosu olarak paylaştığı ‘quiet quitting’ kavramı, dünyada tartışma yarattı.
Türkçede ‘sessiz bırakma/sessiz istifa‘ karşılığını bulan bu terim, birçoğumuzun zaman zaman iş yerinde yaşadığı durumu anlatıyor.
Peki, nedir bu sessiz istifa?
Sessiz istifa, işinden istifa eden birini ifade ediyor gibi görünse de, aslında bir işin gerektirdiğinin ötesine geçmeme halini tanımlıyor.
Daha basit tanımıyla; sessiz istifa, kişilerin sadece iş tanımında yer alan görevleri yerine getirmesi ve diğer tüm sorumlulukları reddetmesidir. Sessiz istifa hareketine katılan çalışanlar işlerini bırakmazlar; iş yerinde sadece kendilerinden isteneni yaparlar. Ötesine geçmezler.
Sessiz istifa, bir çalışanın son istifa kararını vermesinden önce gelir ve bu karardan önce de 3 aşamadan geçer:
İlki duygusal aşamadır. Biz insanlar duygusal varlıklarız ve çoğu zaman duygularımızla hareket ederiz. iş yerinde değer görmediğini hisseden çalışanlar da genellikle duygusal bir çöküntü içerisine girerler. Bu aşamada kalmayı istemekle devam etmeye karar vermek arasında içsel bir çatışma yaşarlar.
İkinci olarak zihinsel aşama olarak da adlandırdığımız süreçte çalışanlar, çalışmalarına aktif olarak devam ederler ancak zihinsel olarak artık orada değillerdir.
Üçüncüsü ve son aşama çalışanların artık rahatsızlıklarını açıkça dile getirdiği fizyolojik aşamadır. Bu, artık tüm aşamaların en görünür olanıdır.
Psikolog Lee Chambers’a göre tüm bunların asıl sebebi tükenmişlik. Chambers Sessiz istifayı aşırı çalışmayla gelen tükenmişlik hissinin, ortaya çıkardığı savunma mekanizması olarak tanımlıyor.
Uzmanlara göre ise, “sessiz istifa” eğilimi düşük iş tatmini ile bağlantılı.
İş tatmini olmayanlar ve ağır koşullardan yakınan çalışanlar, sessiz istifa ile birlikte daha az yorulduklarını belirtiyor. Ayrıca beklenti içine girmedikleri için, hayal kırıklığı da yaşamıyorlar.
Çalışanlarınız;
Toplantılara katılmak istemiyor
İsteksiz katılmak zorunda kalıyorsa,
Geç gelip işten erken ayrılmak istiyorsa,
Verimliliğinde azalma varsa,
İşe dair tutkusu azaldıysa,
Motivasyonunu kaybettiyse,
Yöneticileriyle ya da takım arkadaşlarıyla arasında kopukluk varsa
sessiz istifa belirtisi gösteriyor olabilir.
ENDİŞE VEREN İSTATİSTİKLER
Yaptığı işten memnun olmayan, işiyle arasındaki tüm bağın koptuğunu hisseden ve ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşünen aynı zamanda da işine devam etmek zorunda kalan çalışanların sayısı her gün artıyor.
Pew Araştırma Merkezi anketine göre, Amerikalıların 2021’de işlerini bırakmalarının en önemli nedenleri, ilerleme fırsatlarının olmaması, düşük ücret ve saygısızlık. Temel olarak, sessiz iş bırakma sırasında çalışanlar kariyerlerini, maaşlarını ve işte kendilerine nasıl davranıldığını düşünüyorlar.
Gallup tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise “Sessiz istifa edenler” ABD işgücünün en az %50’sini oluşturuyor. Bu çalışanlar, hala görevlerini yerine getiriyorlar ancak öne çıkmak için herhangi bir çaba göstermiyorlar, kendilerine verilen görevin dışına çıkmadan sadece görev tanımıyla ilgileniyorlar.
Yine bu çalışmaya göre ABD çalışan bağlılığı, 2022’nin ikinci çeyreğinde bir adım daha geriye gitti ve bağlı çalışanların oranı %32’de kaldı, ancak aktif olarak bağlı olmayanların oranı %18’e yükseldi. Bağlılıktaki en büyük düşüşü, yöneticiler yaşadı.
Youthall tarafından Türkiye’deki gençler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre çalışanların %24 ‘ünün sessiz istifa sürecinde olduğunu, %46,7’sinin de bu kayram yakın olduğunu paylaştığını gösteriyor.
Gallup, Z kuşağı ve Y kuşağı (35 yaşın altındakiler) arasında bağlılık ve işveren memnuniyetinde bir düşüşün olduğunu ortaya çıkarıyor.
Bu, pandemiden önceki yıllara göre oldukça önemli bir değişiklik. Çünkü pandemiden bu yana, genç işçiler, özellikle yöneticileri tarafından önemsendiklerini hissetme ve gelişme fırsatlarına sahip olma konusunda önemli ölçüde azaldı.
Sessiz istifanın kötü yönetimin bir belirtisi olduğu aşikar. Yöneticiler, çalışanları ile nasıl diyalog kuracaklarını öğrenmeliler. Böylelikle çalışanların ayrılmayı ve tükenmişliği azaltmasına yardımcı olabilirler.
Gallup, başarılı yöneticiler için geliştirilecek en iyi şartın ve alışkanlığın, her ekip üyesiyle haftada bir kez 15-30dk arası anlamlı bir konuşma yapmak olduğunu söylüyor.
Yöneticilerin bireysel performans, ekip işbirliği ve müşteri değeri için sorumluluk oluşturması ve çalışanların da çalışmalarının kuruluşun daha büyük amacına nasıl katkıda bulunduğunu görmesi gerekir ve her kuruluşun, insanların dahil olduğu ve kendilerini ait hissettikleri bir kültüre ihtiyacı vardır.
Comments